Netflix, savaş filmleri sevenler için birçok seçenek sunmaktadır. İster tarihi savaş filmleri olsun, isterse modern savaş filmleri, hepsi Netflix’in geniş film arşivinde mevcuttur. Tarihi bir savaş filminde yerli kabilelerin savaşını izlemek isterseniz “Son Mohikan”, ikonik savaş anılarını yeniden yaşamak isterseniz “Dunkirk”, gerçek bir hikayeye dayanan Pasifik cephelerinde geçen “Hacksaw Ridge” veya Polonya’da yaşanan bir piyanistin hayatta kalma mücadelesini anlatan “The Pianist” filmi tam size göre. Bunlar ve daha fazlası, Netflix’te izlemek için sizi bekliyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan modern savaşlara kadar, her türlü savaş filmini bulabileceğiniz Netflix, en iyi savaş filmlerini tek bir platformda topluyor. “Kurtuluş Günü” gibi klasik Amerikan bilimkurgu filminde bir dünya felaketinin önüne geçmek için mücadele edenlerin hikayesini izleyebilirsiniz. “Das Boot” ise Nazi U-bot teknolojisi savaş konusunda daha fazla bilgi edinmek isteyenler için ideal bir seçimdir.
- Son Mohikan
- Kurtuluş Günü
- Dunkirk
- Pearl Harbor
- Kara Şahin Düştü
- 1917
- Hacksaw Ridge
- Fury
- The Pianist
- Das Boot
Bu filmler, savaşın yıkıcı doğasını anlamak ve hikayelerindeki kahramanlık ve mücadele duyguları ile heyecanlanmak isteyenler için idealdir. Ayrıca, bu filmlerin çoğu gerçek olaylara dayanmaktadır, böylece tarihi bir bakış açısı ile izleyiciyi etkileyebilirler.
Son Mohikan
Son Mohikan, 1777 yılında geçmektedir ve Kuzey Amerika’daki yurt yerli kabilelerinin yıkımını anlatmaktadır. Bir İngiliz subayı olan Nathaniel Hawkeye, kendi halkının yanında savaşmak için siyah bir asimile olmuştur. Savaşın ortasında bu iki farklı kültür arasındaki aşk hikayesini anlatan Son Mohikan, insan doğasının güçlü bir yansımasıdır. Bu film, savaş sırasında yerli halkın yok edilmesinin trajik hikayesini anlatır. Film, çok sayıda ödüle aday gösterilmiş ve iki Avrupa Film Ödülü kazanmıştır. Bu film, Netflix’te bulunan en iyi savaş filmlerinden biridir.
Kurtuluş Günü
Klasik bir Amerikan bilimkurgu filmi olan Kurtuluş Günü, dünya yıkılma noktasına gelmeden önce dünyanın kurtuluşuna dair umut dolu bir hikaye sunar. Filmde, uzaylılar dünyayı işgal etmeye çalışırken, insanlık kendi varlığını korutmak için çareler aramaktadır. Film boyunca, özverili insanların aracılığıyla insanlık kurtuluşa yaklaşırken, kahramanların cesareti izleyicileri şaşırtacak ve etkileyecek. Kurtuluş Günü, izleyicilere hem bir bilimkurgu hem de savaş filmi keyfi yaşatmaktadır.
Dunkirk
Dunkirk, 1940 yılında İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen önemli bir olaydır. Fransa, Almanlar tarafından işgal edilirken, İngiliz, Fransız ve Belçikalı askerler Dunkirk sahiline doğru geri çekilmeye başladı. Ancak daha sonra Alman kuvvetleri Dunkirk’i kuşattı ve binlerce asker sıkışıp kaldı. Bunun üzerine İngiliz ordusu, Dunkirk’e büyük bir kurtarma operasyonu düzenledi.
Bu kurtarma operasyonu, 700’den fazla savaş gemisi ve sivil arabaların katkılarıyla gerçekleştirildi. Dunkirk’i terkeden yaklaşık 338.000 asker ve sivil, İngiliz askeri gemileri ve sivil gemiler tarafından tahliye edildi. Bu olayın savaşın seyrini değiştirdiği düşünülmektedir.
Dunkirk, 2017 yılı yapımı savaş filminde de tasvir edilerek anlatılmaktadır. Film, Dunkirk’te yaşanan olayları yönetmen Christopher Nolan’ın objektifinden ele almaktadır. Savaşın o zamanki hali ve sıkışan askerlerin hayatta kalma mücadelesi gerçeklerle harmanlanarak etkileyici bir şekilde aktarılmıştır.
Pearl Harbor
Pearl Harbor, Amerika Birleşik Devletleri’nin Hawaii eyaletinde bulunan bir liman bölgesidir. 7 Aralık 1941 tarihinde, Japon İmparatorluğu savaş uçakları tarafından düzenlenen bir saldırı sonucu 2.403 Amerikan askeri yaşamını yitirdi. Ülke bu saldırıyı unutmayacak ve tarih kitaplarına geçecekti.
Film, bir çiftin hikayesini takip ediyor. Amerikan Hava Kuvvetleri pilotları Rafe ve Danny, Pearl Harbor’a görev için çağrılır. Bu sırada bir hemşire olan Evelyn, ikisinden de hoşlanır. Olayların gidişatı sonucu ikisi de Evelyn’e ilgili duyarlar ve hikaye romantizmle doludur. Fakat, Pearl Harbor’a yapılan saldırı, hikayenin akışını değiştirecektir. Olaylar zincirinin sonunda, üç karakter de görevlerini yerine getirirler. Fakat hiçbiri artık aynı insan değillerdir.
Film, Pearl Harbor gibi tarihi bir olaya odaklanan birçok hikayeden sadece biridir. Ancak, gerçek hayatta yaşanmış olayları ve savaşların insanların hayatlarına nasıl etki ettiğini göstermesiyle benzersiz bir hikaye sunuyor.
Kara Şahin Düştü
Kara Şahin Düştü, 2001 yılında Somali’de gerçekleşen bir Amerikan askeri harekatının çarpıcı bir anlatımıdır. Film, Birleşmiş Milletler’in Somali’de sivilleri ve insan haklarını korumak için görevlendirdiği askeri birliklerin yaşadıklarını anlatır. Amaçları, yerel savaş ağalarının yönetimindeki insanlara yardım etmek ve güvenliği sağlamaktır. Ancak işler yolunda gitmez ve kendilerini beklenmedik bir çatışmanın içinde bulurlar. Film, gerçek bir olaya dayanmaktadır ve askerlerin içinde bulundukları stres, yorgunluk ve tehlikeleri gerçekçi bir şekilde yansıtır.
Kara Şahin Düştü, sıcak bir savaş bölgesinde geçmesine rağmen insanların arasındaki bağları ve mücadelelerini anlatan bir film olarak da öne çıkar. Olaylar, gerilimli müzikler ile desteklenerek daha da vurgulanmıştır. Filmin, askeri operasyonların insanların hayatlarını nasıl değiştirdiğini anlatması ve karakterler arasındaki bağları ortaya koyması sebebiyle izlenmesi önerilir.
Bu film, savaşın insanlar üzerindeki etkisini ve insan doğasının acımasızlığını anlatan en iyi savaş filmleri arasında yer almaktadır. Kara Şahin Düştü, müthiş bir mücadele ve kahramanlık hikayesi sunarak severlerini etkilemeyi başarmaktadır.
1917
1917, İngiliz askerlerinin Almanlar tarafından kuşatıldığı, tükenmiş ve çaresiz bir durumda oldukları bir dönemde geçiyor. İki acemi İngiliz asker, mesaj taşıma misyonunu üstlenir ve düşman hatlarına doğru tehlikeli bir yolculuğa başlar. Bu yolculuk boyunca birçok zorlu engel ile karşılaşırlar ve savaşın en ikonik anlarına tanıklık ederler. Filmin akıllıca olan savaş sahneleri, nefes kesen bir şekilde çekilmiştir ve seyirciyi gerilime boğar. Ayrıca, savaşın insanlığa verdiği zararları da vurgulamaktadır. 1917, sinematik bir başyapıttır ve kesinlikle izlenmesi gereken bir savaş filmidir.
Hacksaw Ridge
İkinci Dünya Savaşı’nın savaş cephelerine dair birçok hikaye anlatılırken, Hacksaw Ridge, Pasifik cephelerinde yaşanan olaylara ışık tutuyor. Dövüşme hakkı konusunda savunma kararı alan Desmond T. Doss’un hakikat hikayesi anlatılır. Hristiyan bir adam olan Doss, tıbbi eğitimi olmadığı için silah kullanamamıştır, ancak kurtarmak için Amerikan ordusuna katılır. Pearl Harbor’ın ardından gerçekleşen Okinawa Muharebesi’nde, Doss sert bir işgalin ortasında, hayatını kaybeden askerleri kurtarmaya devam ediyor. Hacksaw Ridge, savaşta sahip olduğu inanç ve yaptıkları ile tarihteki yerini almış unutulmaz bir savaş hikayesi.
Fury
IMDb’de yüksek bir puanı olan “Fury” filminde, ikinci dünya savaşı sonlarına doğru bir Amerikan tank mürettebatının hikayesi anlatılıyor. Brad Pitt, Shia LaBeouf, Logan Lerman gibi ünlü oyuncuların yer aldığı film, savaşın acımasızlığına odaklanıyor ve savaşta insanların yaşadıkları zorlukları ele alıyor. Filmde, bir tank mürettebatının son görevi sırasında karşılaştıkları çıkmazların üstesinden gelme hikayesi anlatılıyor. Savaşın vahşetine dair çarpıcı sahneler içeren film, özellikle savaş temasına ilgi duyanlar için kesinlikle görülmeye değer.
The Pianist
Polonya’nın işgali sırasında, Nazi Almanya’sının Yahudilere karşı zulmü, bir piyanistin hayatını tamamen değiştirdi. Çok sayıda Yahudi gibi, Wladyslaw Szpilman da varlıklarını korumak için savaştı. Szpilman, Polonya Yahudisi olarak işaretlendi ve ailesi Naziler tarafından toplama kamplarına gönderildi. Ancak, Szpilman kaldı ve müziğinin yardımıyla hayatta kalmayı başardı.
The Pianist filmi, Szpilman’ın hikayesini büyük bir duyarlılıkla anlatıyor. Film, yönetmen Roman Polanski’nin kendi hayatından esinlenerek yarattığı bir eserdir ve Szpilman’ın gerçek hayatından etkileyici kesitler sunar. Szpilman’ın zorlu hayat mücadelesi, hayatta kalmayı sürdürmek için müziği kullanışı ve sonunda kurtuluşu, The Pianist filminde anlatılıyor.
Das Boot
Nazi Almanya’sının U-bot teknolojisi, II. Dünya Savaşı sırasında deniz savaşlarına yepyeni bir boyut kazandırdı. Bu yöntem, bir denizaltının süratle batıp çıkmak suretiyle düşman gemilerine saldırmasını ve düşman gemilerinden kaçmasını sağlıyordu. Bu teknolojinin nasıl çalıştığını, U-botların ne kadar süre batmadan kalabildiğini, hangi ülkelerin U-botlar karşısında daha savunmasız kaldığını öğrenmek isteyenler, Das Boot’u mutlaka izlemeliler. Bu belgesel aynı zamanda, bu teknolojinin deniz savaşlarında nasıl kullanıldığını da gözler önüne seriyor.
Das Boot, teknolojinin gelişimi üzerine bir dizi röportaj ve görüntü içermektedir. Bu belgesel, U-bot teknolojisi üzerine bilgi edinmek isteyenler için mükemmel bir seçenektir.
Nazilerin U-bot teknolojisinin hem savaş tarihinde hem de modern denizcilikte ne kadar önemli olduğunu öğrenmek isteyenler için bu belgesel tam da aradığınız şey olabilir.
